CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda çekildiği iddia edilen ‘para sayma’ görüntüleri Türkiye’nin gündemine oturdu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görüntülere ilişkin soruşturma başlatılırken, yeni açıklamalar da geliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilen desteler halindeki para sayma görüntüleri ile ilgili Adalat Bakanı Yılmaz Tunç açıklamalarda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının adil soruşturma başlattığına dikkati çeken Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:
“O görüntülerdeki kişilerle ilgili ifadeler alınmaya başladı.Bu sayılan paraların kaynağı nedir? Tabii bir açıklama yapıldı. Bunların partiye yapılan bir bağış olduğu söylendi. Tabii bu bağış neticede bunların da kuralları var. Siyasi partiler kanununa göre bağışın şekli bellidir. Miktarı da bellidir. Yapılan kampanyada verilen hesap numaraları var. Bu hesap numara yatan paralar mıdır? Acaba bir başka kaynaktan mı geliyor? Yani savcılık bu paraların kaynağını elbette ki soracaktır, sorgulayacaktır.”
“KARA PARA VARSA ORTAYA ÇIKACAKTIR”
Sayılan paralar ile ilgili kamuoyunda büyük bir tereddüt ve tepki olduğunu söyleyen Bakan Tunç, “Eğer bir suç ve kara para, suçtan kaynaklanan bir gelir varsa tüm bunlar ortaya çıkacaktır. Artık çağımız banka hesabıyla paraların gönderildiği bir çağdayız. Yani böyle elden on beş milyon gibi bir paranın şimdi tapu kayıtlarına bakıyoruz. Tapu kayıtları, tapunun geçtiği tarihle o belgedeki tarih farklı. Tüm bunları değerlendirecek olan elbette ki Cumhuriyet Başsavcılığı’dır” açıklamasında bulundu.
“BEN DE BAĞIŞTA BULUNDUM”
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de katıldığı televizyon programında iddialar ile ilgili açıklama yaptı. Çelik, ‘Bir kampanya düzenlendi. Ben de o dönem ilçe başkanıydım. Ben de bağışta bulundum. İstanbul il binasının satın alınmasına ben de bağışta bulundu. Kampanya şu; Bir tuğla da sen koy. Hatta reklam filmleri filan var o döneme geri dönüp bakacak olursak. ‘Bir tuğla da sen koy’ kampanyası üzerinden kimimiz gittik banka yoluyla bağışta bulunduk. Ama bazı insanlar da banka yoluyla bağışta bulunmak istemiyorlar. Özellikle iş insanları. ‘CHP’nin hesaplarına banka yoluyla bağış yaparsam sıkıntı yaşayabilirim’ kaygısı taşıyorlar. Elden de bağış yapabiliyorlar.’ şeklinde konuştu.
BU PARANIN KAYNAĞI NE?
O dönem CHP’nin avukatlığını yapan Mustafa Kemal Çiçek, CNN TÜRK canlı yayınında Göksu Öngören Özgür’e dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Çiçek’in açıklamaları şöyle; Ben 2021 Mayıs ayına kadar CHP’nin avukatlığını yaptım. O tarihe kadar da bu tür gayrimenkul alım-satım işleriyle de bir fiil ilgilendim. Bunların hepsi belgelidir, noter evraklarıyla sabittir. O tarihte Canan Kaftancıoğlu İl Başkanı bir il binası alma talebinde bulundu. O dönemde de partinin Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’ydu. Tabi Genel Merkez bu olayları çok hassasiyetle bu tür alım-satım faaliyetlerini irdeleyen bir süreç gütmekteydi. Benim bulunduğum dönemde hep bu şekilde cereyan etmiştir.
Bu gelen evrakları, belgeleri hukukçu olmamız nedeniyle, partiden 3 avukat arkadaş vardı, incelememiz talebinde bulunuldu. Biz bu belgelere bakarak alınacak gayrimenkulde bir sıkıntı var mı, bir şerh var mı, partiyi izam edecek hukuki bir mağduriyet süreci olabilir mi? Bunları değerlendirdik. Buna ilişkin raporumuzu verdik.
GENEL MERKEZ’İN GÖNDERDİĞİ RAKAM
Bunun üzerine Genel Merkez’de bulunduğum 11 yıllık süreç içerisinde sayın Haluk Koç’un bulunduğu dönem de dahil olmak üzere bunların hepsini inceleme, irdeleme ve ekpertiz raporu almak suretiyle ifa eder. Yine o döne bir ekspertiz raporu alınmak suretiyle ki buranın değeri 25 milyon civarı bir rakam. Zaten tapu kaydında da o rakam ortadadır. Genel Merkez’in gönderdiği rakam da bu rakamdır.
Genel Merkez bu meblağı göndermek suretiyle ki o dönem aralık dönemi, siyasi partilerin parasının az olduğu dönemdir. Ocak itibarıyla siyasi partilere yardımlar gelir. O para gönderildi, bu bina alındı ki alım-satım işine İstanbul’a giden başka bir avukat arkadaşımız tapu işlemlerini yaparak, tapuyu alarak Genel Merkez’e getirip demirbaşa kaydı yapıldı bunun.
Genel Merkez notkasında zaten bir sorun yok. 2019’un kayıtları hem Sayıştay hem Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmek suretiyle ibra edilmiş vaziyette. Buradaki süreç ilde yürüyen kısmı, kayıtların, görüntülerin ortaya çıkması.
İl Başkanı söyledi. O dönem İl Başkanı olan Özgür Çelik değil, Canan Kaftancıoğlu. Zannedersem Bahçelievler İlçe Başkanı’ydı. Yapılması gerekenlerin olduğunu da biliyoruz, binanın içinde yapılması gerekenler çok fazla. Bunu Genel Merkez’in karşılaması mümkün olmayacaktı o dönemde. Çünkü maddi olarak Genel Merkez’in o dönemde parası olmadığı için o zaman Canan hanım ‘Bir yardım kampanyası yapalım’ sürecine dahil oldu ve yardım kampanyası yapıldı, doğru.
Ama bu yardım kampanyası birinci olarak Genel Merkez’in adına yapıldı. Çünkü il, yardım kampanyasını yapamaz. Zaten o kayıtlar çıkarsa görülecektir. Orada Genel Merkez’in hesapları tesis edildi.
Ve o kampanyada bir rakam toplanmadı. Benim bildiğim rakam 150-160 bin TL civarı bir rakam. Şimdi buradaki rakamlar 15-20 milyondan bahsediyoruz. Bu rakam Genel Merkez’den giden bir rakam değil. Genel Merkez bunların hepsini banka üzerinden resmi kayıtlı olarak yapmıştır. Ama burada iki kişinin imzaladığı bir yazılı evrak var. Yüklü miktarda balya balya paralar var, dövizler var. Bunların kaynağının ben Genel Merkez’den giden para olmadığını, bunun kaynağının bağıştan toplanan olmadığını ifade ettim.
BU PARALARIN O KAMPANYA İLE İLGİSİ YOK MU?
Evet. Çünkü öyle bir meblağ toplanmadı. Oraya da gelelim… Ondan 1 yıl önce sayın Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası yapıldı. Toplanan para Türkiye çapında yüzbinlerce katılımcı olmasına rağmen 27 milyon TL’ydi. Siz nasıl olup da bir bina İstanbul İl Başkanlığı’nın alımı için bu kadar büyük bir meblayı onlarca milyonu toplayabiliyorsunuz. Böyle bir kudret, böyle bir imkan yok. Zaten kampanyaya rağbet de yoktu.
Diyorum, 150-160 bin TL civarı toplanan para vardı. Bu para nereden gelen paradır, bunu da söyleyeyim. Ben bunu ifade ettim… Bu salma gönderilerek o dönemki belediyeler, bu dönemki belediyeler aynı zamanda. CHP’li ilçe belediyelerden toplanan paralardır. Bunlara katılan da olmuştur, katılan da olmamıştır. Mesela net olarak biliyorum. Bakırköy Belediye Başkanı buna iştirak etmedi. Ama onun dışında Şişli, Sarıyer, Kadıköy, diğer belediyeler bu kampanyaya değil ama haricen toplanan kısma dahil olduğunu biliyorum.
HAYATIN OLAĞAN AKIŞINI ZIT BİR DAVRANIŞ
Şantaj yapıldığı söyleniyor. Ben 2021’de istifa ettiğim süreçte ‘650 milyon nerede? diye soran bir kişiyim. Parti üyesi olarak bunu sormuştum. O süreçte de CNN TÜRK’te yayınlara katılmıştık, bunu ifade etmiştik. Parti onun ardından benim hakkımda tazminat davası açtı. Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Beni meslek kuruluşuna şikayet etti. Bunların hepsini yaptı.
Şimdi bir avukat burada işlemlerin için olduğu iddia edilen isim sizi tehdit ediyor ve bu 4 yıldır sürüyor deniyor. Bunun hakkında ne siz baroya şikatte bulunuyorsunuz. Ne de tehditten, şantajdan ve kişisel verilerin ihlalinden kaynaklı olarak suç duyurusunda bulunuyorsunuz. Bu hayatın olağan akışına zıt bir davranış.
Ben şunu söylüyorum; Sonuçta alnımız ak, başımız dik… Diyorum ki; bu para o dönemde bunlar belediyenin kasasında getirilmiş meblağlar değildir. Ama işaret edilmiştir. Belediye ile iş yapacak olan, belediye ile bağlantısı olan, belediyeden çözülmesi gereken bir faaliyet olan isimlere ‘Gidin buraya siz bunları bağış olarak verin’
Bunu vatandaşlarımıza izah etmek lazım. Bir imar meselesi vardır, bir imar yapacaktır. Neticesinde daha yüksek kat alacaktır. Bir alanın mülkiyetini alacaktır. Sınırlama vardır, bunu kaldıracaktır. Ranta dayalı işlemler diyorum.